Geçtiğimiz hafta Iğdır Valiliğinde tatsız bir hadise meydana geldi.
Valilik bünyesinde kurulu bulunan  köylere hizmet götürme birliğinde kurul üyeliği seçimi yapıldı.  Yapılan seçime merkez köy muhtarları ile, merkez il encümen  azaları katıldılar. Toplantıya  Vali Saim Saffet Karahisarlı başkanlık etti…
Seçim yapıldıktan sonra çoğunlukta bulunan Kürt vatandaşlar  birliğe 4 üyeyi Kürtlerden seçtiler. Bunun üzerine bir muhtar "artık bizim burada  bir işimiz kalmadı" diyerek toplantıyı terk etmeye kalkışınca, başka bir muhtar gereksiz yere bir tepki gösterir…  Derken  karşılıklı atışmalar  çıkar ve  tatsız hadise büyümeden taraflar sakinleştirilir…
Olayın teferruatlı açılımını yapmak gereği duymuyorum. Hele isimler üzerinde durmanın bir manasının da olduğunu sanmıyorum.
Ancak konuyu germek isteyenlerin, gerilen insanların birtakım hatalara düşmesini asla istemem. Bu topraklarda bin yıldır bir arada yaşayan ve bugüne kadar  ufak tefek münferit olayların dışında toplumsal hiçbir olayın yaşanmaması her iki toplumunda aklıselim ve duyarlı olmasından kaynaklanmıştır. Şimdilerde kayganaktan medet ummak adına böyle bir gerilimin yaşanması kabul edilir bir durum değildir.
Yapılan birlik seçiminde kullanılan oyların dağılımını ve kullanılış şeklini göz önünde bulunduracak olursak ortada bir sıkıntının olduğu muhakkaktır.  Kişilerin temsil haklarını elde edememelerinden kaynaklı olarak   tepki gösterebilirler. Bu tepkinin muhatabı olmayan bir başkalarının kalkıp cevap vermesi ahlaki değildir…
Açık edilmeyen ama gizliden yaşanan ırk rekabeti, bence yine açık edilmemeli, şiddete baş vurulmamalıdır.
Merkez ilçede bulunan Kürt muhtar sayısı, Azeri Türklerinden fazla, dolayısıyla buna İl Encümenlerini de eklersek sayısal çoğunluk Kürtlerin elinde ve haliyle Kürtler birliğe seçilmiş bulunuyorlar. Ancak toplantıda yaşanan oylamaya tepki konulması gayet doğal ve yerinde bir tepkidir. Herkes aldığı oy oranında temsil hakkına sahipken, farklı bir seçim uygulaması  ile oylama yapılmış ve bu duruma tepki konulmuştur…
Elbette kanunlar, tüzükler ve yönetmelikler ışığında yapılan bu tür oylamalarda her şey sabit ve açıktır.  İşi ırkçılığa dönüştürmeden, toplumun genel menfaatleri göz önünde bulundurularak hareket edilmeli, toplum içine nifak ekilmemelidir.
Umarız hatalar düzeltilir, yanlışlar giderilir, küsler barıştırılır…